Tüketici Hukuku

TÜKETİCİ HUKUKU

Tüketicin korunması hakkındaki kanun kapsamında meydana gelen hukuki uyuşmazlıkların çözümü ile ilgilenen hukukun dalı Tüketici Hukukudur. 

TÜKETİCİNİN KORUNMASI HAKKINDA KANUNU KAPSAMINDA TÜKETİCİ, AYIPLI MAL KAVRAMI VE TÜKETİCİNİN HAKLARI

7 Kasım 2013 tarihinde resmi gazetede yayımlanan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında tüketicinin ekonomik çıkarlarının korunması amaçlanmıştır. Bu çerçevede yasada tüketici kavramına, tüketici işlemleri ve ilkeleri ile haklarına yer verilmiştir. 

Tüketici Kavramı

6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun 3. maddesinin k bendine göre tüketici, Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi ifade etmektedir. 

Ayıplı Mal Kavramı

Ayıplı mal kavramı tüketicinin korunması hakkında kanunun 8. maddesinde tanımlanmıştır. Buna göre bir malın ayıplı mal olarak kabul edilebilmesi için malın, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımamış olması gerekmektedir. Buna en iyi örneklerden bir tanesi de alınan bir buzdolabının tüketiciye tesliminden sonra soğutmadığının anlaşılmasıdır. 

Aynı kanunun 8. maddesinin 2. fıkrasında sayılan hallerde de ayıplı malın varlığının söz konusu olacağı belirtilmiştir. Buna göre;

  • Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda, internet portalında ya da reklam ve ilanlarında yer alan özelliklerinden bir veya birden fazlasını taşımayan,
  • satıcı tarafından bildirilen veya teknik düzenlemesinde tespit edilen niteliğe aykırı olan,
  •  muadili olan malların kullanım amacını karşılamayan, tüketicinin makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar da ayıplı maldır.

Ayıplı Maldan Sorumluluk Kime Aittir?

Satıcı malı sözleşmeye uygun olarak teslim etmelidir. Teslim tarihinden itibaren 6 ay içerisinde ortaya çıkan ayıpların teslim tarihinde var olduğu kabul edilmektedir. Aksini ispat yükü satıcıdadır. Kanunda bu hususa bir istisna getirilerek teslim tarihinden itibaren 6 ay içerisinde ortaya çıkan ayıpların teslim tarihinde var olduğu karinesinin malın veya ayıbın niteliği ile bağdaşmıyor ise uygulanmayacağını belirtmiştir. Tüketici ayıbı biliyor ya da ayıbı bilmesi kendisinden bekleniyor ise bu durumda sözleşmeye aykırılık söz konusu değildir. Aksi durumda sözleşmeye aykırılık söz konusu olup tüketiciye Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında bir takım seçimlik haklar getirilmiştir. 

Ayıplı Mal Durumunda Tüketicinin Seçimlik Hakları

Malın ayıplı olduğunun anlaşılması halinde kanunda tüketiciye bazı seçimlik haklar tanınmıştır. Bu seçimlik haklar şunlardır:

  1. a) Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, 
  2. b) Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme, 
  3. c) Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, 

ç) İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme.

Kanunda ayrıntılı olarak hakların kullanılmasına ilişkin bilgilere yer verilmiştir. Buna göre ayıplı mal olması durumunda alıcı bu haklardan birini kullanabilecek. Bunun yanında ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması hâlinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir. 

Ayıplı Maldan Sorumlulukta Zamanaşımı Süresi

Kural olarak ayıplı maldan sorumlulukta zamanaşımı süresi malın tüketiciye teslimi tarihinden itibaren 2 yıldır.  Konut veya taşınmazlarda ise yine teslim tarihinden itibaren  5 yıldır. Bunun istisnası ise  Kanunlarda veya taraflar arasındaki sözleşmede daha uzun bir süre belirlenmesidir.

Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 10. maddesinin 3. fıkrası saklı olmak üzere e ikinci el satışlarda satıcının ayıplı maldan sorumluluğu bir yıldan, konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallarda ise üç yıldan az olamaz. Aynı kanunda zamanaşımı süresine bir istisna daha getirilerek ayıbın, ağır kusur ya da hile ile gizlenmesi durumunda zamanaşımı hükümleri uygulanmayacağı hüküm altına alınmıştır.