İŞSİZLİK ÖDENEĞİ (İŞSİZLİK MAAŞI)
İşçiler için işe iade edilmeleri, tazminatlarını alabilmeleri kadar önemli olan bir konu da işsizlik ödeneği alıp-alamayacaklarıdır. Sigortalı işçiler işten ayrıldığı andan itibaren işsizlik ödeneğini almaya hak kazanıp kazanmadıklarını, ne zamana kadar başvuru yapabilecekleri ve daha pek çok şeyle ilgili akıllarında çok çeşitli sorular oluşur. İşsizlik ödeneği nedir? Ne kadar ödeme yapılmaktadır? Başvuru şartları nelerdir? Tüm bu soruların cevapları işsiz kalan sigortalı işçiler için önem arzediyor.
İşsizlik Ödeneği Nedir?
İşsizlik ödeneği, sigortalı işsizlere 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunundaki şartları taşıdığı takdirde, kanunda geçen süre ve miktarlara göre işsiz kaldıkları dönem için yapılan ödemeyi ifade etmektedir. İşsizlik maaşı olarak da bilinir.
İşsizlik Ödeneği (İşsizlik Maaşı) Alma Şartları Nelerdir?
İşsizlik maaşının şartları için ilgili yasal dayanak olan 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununa bakmamız gerekmektedir. Söz konusu kanununda İşsizlik ödeneğinin; miktarı, ödeme süreleri ve zamanı ile sigorta primleri hakkındaki hususlar 50. ve 51. maddede düzenleme alanı bulmuştur. Buna göre işsizlik maaşı alabilmek için şu koşulların sağlanmış olması gerekmektedir;
- Sigortalı işsizin, kendi istek ve kusuruyla işten ayrılmamış olması,
- Hizmet akdinin sona ermesinden önceki son 120 gün boyunca hizmet akdine tabi olması,
- Hizmet akdinin sona ermesinden önceki son üç yıl içinde en az 600 gün süre ile işsizlik sigortası primini ödemiş olması,
- hizmet akdinin fesh edildiği tarihi izleyen günden itibaren otuz gün içinde sigortalı işsizin, işten ayrılma bildirgesi ile birlikte Kuruma (İŞKUR) doğrudan “veya elektronik ortamda” başvurması gerekir. Mücbir sebepler dışında, başvuruda gecikilen süre işsizlik ödeneği almaya hak kazanılan toplam süreden düşülür.
- Sigortalı işsiz süresinde kuruma yaptığı başvuruda yeni bir iş almaya hazır olduğunu da kaydetmelidir. ( 4447 sayılı kanun madde 51)
Sigortalı işsiz kişi bu koşulların sağlanması durumunda işsizlik maaşına hak kazanmış olacaktır.
İşsizlik Ödeneğine Nasıl Başvurulur?
4447 sayılı kanunundaki şartların sağlanıp da işsizlik maaşına hak kazanmış olan kişi iş akdinin feshedildiği tarihi izleyen 30 gün içerisinde işten ayrılış bildirgesiyle birlikte kuruma doğrudan başvuru yaparak işsizlik maaşının kendisine ödenmesini talep edebilir. Sigortalı işsiz kuruma doğrudan başvuru yapma dışında elektronik yolla da (İŞKUR’a ait siteye giriş yaparak ) başvurusunu yapabilir. Mücbir sebepler dışında sebeplerle başvuruda gecikilmesi durumunda, gecikilen süre işsizlik ödeneği almaya hak kazanılan toplam süreden düşülmektedir.
Başvurular, başvuru tarihini izleyen ayın sonuna kadar sonuçlandırılır. İşsiz kişinin şartları taşıdığı düşünülürse kişiye işsizlik maaşı bağlanır.
İşsizlik Ödeneği (İşsizlik Maaşı ) Ne Kadar?
İşsizlik maaşı sigortalılık süresine göre farklılık göstermektedir. 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunun 50. maddesine göre; işsizlik ödeneğinin bir günlüğü, sigortalı işsizin son dört aylık prime esas kazançları dikkate alınarak hesaplanan günlük ortalama brüt kazancının yüzde kırkıdır.
İşsizlik maaşı her ayın 5 inde sigortalı işsize ödenir. İşsizlik maaşında damga vergisi hariç herhangi bir vergi ve kesinti söz konusu olmaz. Bunun yanında işsizlik maaşı nafaka borcu hariç haczedilemez başkasına devredilemez.
2019 yılı işsizlik maaşı kanuni yüzdeler ve bu yılın brüt asgari ücreti dikkate alındığında; en az 1.015,59 T en çok ise 2.031,19 Tl’dir.
İşsizlik Ödeneğinin (İşsizlik Maaşının) Ödenme Süresi Nedir?
Sigortalı işsiz 4447 sayılı kanundaki şartları sağladığı takdirde;
- a) 600 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödemiş olması durumunda 180 gün,
- b) 900 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödemiş olması durumunda 240 gün,
- c) 1080 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödemiş olması durumunda 300 gün,
süre ile işsizlik ödeneği ödenmektedir.
İşsizlik Ödeneği (İşsizlik Maaşı ) Hangi hallerde Kesilir?
Sigortalı işsiz, işsizlik maaşı almakta iken aşağıdaki hallerden birinin varlığı halinde işsizlik ödeneği/maaşı kesilecektir:
- Kurumca teklif edilen mesleklerine uygun ve son çalıştıkları işin ücret ve çalışma koşullarına yakın ve ikamet edilen yerin belediye mücavir alanı sınırları içinde bir işi haklı bir nedene dayanmaksızın reddeden,
- İşsizlik ödeneği aldığı sürede gelir getirici bir işte çalıştığı veya herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşundan yaşlılık aylığı aldığı tespit edilmesi halinde,
- Kurum tarafından önerilen meslek geliştirme, edindirme ve yetiştirme eğitimini haklı bir neden göstermeden reddeden veya bunları kabul etmesine karşın devam etmeyen,
- Haklı bir nedene dayanmaksızın Kurum tarafından yapılan çağrıları zamanında cevaplamayan, istenilen bilgi ve belgeleri öngörülen süre içinde vermeyen sigortalı işsizin işsizlik maaşı kesilir.
Kanunda kesilen sebepler için istisnai bir hal getirilmiştir. Şöyle ki; yukarıda bent halinde belirttiğimiz kesinti hallerinden 3 ve 4. durumlardaki ödeneklerin kesilme gerekçesinin ortadan kalkması halinde, işsizlik ödeneği ödenmesine yeniden başlanmaktadır. Ancak bu şekilde yapılacak olan ödemenin süresi başlangıçta belirlenmiş olan toplam hak sahipliği süresinin sonunu geçemez.
İşe İade Davasını Kazanan İşçinin İşsizlik Maaşını İade Etmesi Gerekir mi?
İş akdi feshedilen işçinin işe iade davası açıp aynı zamanda koşulları sağlanmışsa işsizlik maaşı için kuruma başvuruda bulunması mümkündür. Yani işe iade davası açmış olmak işçinin, işsizlik maaşı talep etmesine engel değildir. İşsizlik maaşının amacı işsiz kalan sigortalı kişinin belli bir zaman aralığında bu durumunun giderilmesini sağlamaktır. İşe iade davasını kazanan işçinin boşta geçen sürelere ilişkin ücretinin ödenmesine karar verilmesi durumunda işsizlik maaşı alan bir işçinin “çifte ödeme aldığı” kabul edilip işsizlik maaşının iadesi istenecek midir? İşsizlik maaşının bu durumda iade edilip edilmeyeceğine ilişkin Yargıtay’ın görüşü; işçinin işe iadesine karar verilmesi durumunda işverenden aldığı 4 aya kadar boşta geçen süre ücreti nedeniyle işsizlik ödeneğini de alıp kendisine çift ödeme yapılmaması için ilgili boşta geçen süre ücretinin aylık karşılığına göre işsizlik ödeneğinin iadesi gerektiği, bunun dışındaki aylara ilişkin bir iade gerekmediği yönündedir. Buna ilişkin bir kararı ise şöyledir;
“Davada çözülmesi gereken uyuşmazlık; iş akdi feshedildikten sonra işsizlik ödeneği alan sigortalı işsizin, işe iade kararı ile işe başlaması halinde boşta geçen süre içerisinde aldığı işsizlik ödeneğinin iadesinin gerekip gerekmeyeceğine ilişkindir.
4447 s. İşsizlik Sigortası Yasasının genel gerekçesinde “İşsizlik sigortası bir iş veya işyerinde çalışırken, çalışma istek, yetenek, sağlık ve yeterliliğinde olmasına karşın tamamen kendi istem ve kusuru dışında işini kaybeden çalışanlara bir yandan yeni bir iş bulunmasına gayret edilirken, sair yandan da bunların işsiz kalmaları sebebiyle uğradıkları gelir kaybını kısmen de olsa karşılayarak, kendisinin ve ailesinin zor duruma düşmesini önlemek amacıyla belirli süre ve ölçüde ödemeyi kapsayan, sigortacılık tekniği ile faaliyet gösteren, Devlet tarafından kurulmuş zorunlu bir sigorta koludur.
İşsizlik sigortasının önemli unsurlarından birisi de işsiz kalan sigortalılara mesleklerine uygun, en son çalıştıkları işin çalışma ve ücret koşullarına yakın bir iş bulunamadığı takdirde meslek değiştirme ve yetiştirme eğitimlerinin verilmesidir.
Sigortalı işsizlere, işsizlik ödeneği vermek suretiyle gelir sürekliliğini sağlamak işsizlik sigortasının bir yönünü oluşturmaktadır. Sair bir yönü ise sigortalı işsizleri işe yerleştirmek ya da yeniden istihdam şansı elde edebilmeleri için gerekli olan meslek geliştirme, edindirme ve yetiştirme eğitimi vermektir. Tüm bunlar göz önüne alındığında işsizlik sigortası ile iş ve işçi bulma hizmetlerinin birbirinden farklı düşünülmesinin imkansızlığı ortaya çıkmaktadır
Sistemin amacı işsizlerin gelir kayıplarını bir ölçüde de olsa gidermenin yanı sıra iş gücünü sürekli, etkin ve verimli çalıştırarak insan gücü israfını en aza indirmektir.” açıklaması ile yasanın işsizlik sigortasının amacını kabul şekli açıkça belirtilmiştir.
Davanın kanuni dayanağını oluşturan 4447 s. Yasanın gerekçesinde belirtilen ilkelerde de açıklandığı üzere; işsizlik sigortasının ilk ve doğrudan amacının işsizlik riski ile karşılaşan sigortalı işsize gelir güvencesi sağlamak olduğu, böylece işçi ve ailesinin yaşam standartının yeni bir iş buluncaya veya eski işine dönünceye kadar korunmuş olacağı, sigortalı işsizin işe iade davasının devamı süresince fiilen işsiz kaldığı gözetildiğinde; işveren tarafından 4447 s. Kanununu 51. maddesinde yazılı haller kapsamında iş akdi feshedilen sigortalı işsizin, feshin geçersizliğine karar verilerek işe başlatılması halinde, boşta geçen dönem içerisinde aldığı işsizlik ödeneğinin iadesinin mümkün olmadığının kabulü gerekir.
Öte yandan; 4857 s. İş Kanununun, 21/3. maddesindeki feshin geçersizliğine ait kararın kesinleşmesine kadar çalıştırılmadığı süre için işçiye en çok dört aya kadar doğmuş bulunan ücreti ve sair haklarının ödeneceğinin belirtilmiş olması da, anılan Yasanın 20. maddesinde, işçi feshin geçersizliği talebiyle açacağı davayı fesih bildiriminin tebliği gününden itibaren bir ay içerisinde açacağı, ilk derece mahkemesi seri yargılama usulüne göre davayı iki ay içerisinde sonuçlandıracağı ve kararın temyizi üzerine Yargıtay’ca bir ay içerisinde kesin karar verileceği gözetilerek, yargılamanın en çok dört ayda tamamlanacağını öngörür. Ancak uygulamada iş yoğunluğu sebebiyle bu süre içerisinde davanın karara bağlanmasının mümkün olmadığı ve İş yargılamasına ait sürecin dört ayı aştığı bilinen bir gerçektir. Kanundaki düzenleme ile feshin geçersizliğine dair karar alan işçinin, en çok dört aya kadar doğmuş bulunan ücret ve sair haklarının hüküm altına alınarak korunmuş olması, yargılamanın bu süreleri aşması halinde kanunda getirilmiş bir yaptırım bulunmaması karşısında, yargılamanın uzamasının ve dört ay içerisinde karara bağlanamamasının olumsuz sonuçlarının sigortalıya yüklenerek ödenen işsizlik ödeneğinin iade edilmesi sonucuna varılması, 4447 s. Yasanın ve sosyal güvenlik ilkeleri ile bağdaşmaz.
Öte yandan; 4447 s. Yasanın 50. maddesinde de; sigortalının kusurundan kaynaklandığı belirlenen fazla ödemelerin geri alınacağından bahsedilmekte olup, işsizlik ödeneğine hak kazanacak biçimde iş akdi feshedilen ve kendisine işsizlik ödeneği ödenen sigortalı işsizin kusurunun bulunduğundan da bahsedilemez.
Ne var ki; 4447 S. Yasanın 52/b maddesine göre işsizlik ödeneği, işsiz kalan işçiye verilir ve bu ödeneği almakta olan kimsenin gelir getirici bir işte çalışmaması gerekir. Yasa koyucunun açıkça öngördüğü üzere; gelir getirici işte çalışma hali; işsizlik ödeneği yönünden hak düşürücü niteliktedir. Feshin geçersizliğine dair mahkeme kararının kesinleşmesine kadar işe başlatılsın veya başlatılmasın işçiye çalıştırılmadığı süre için ödenen en çok dört aya kadar doğmuş bulunan ücret ve sair haklardan, iş kazaları ve meslek hastalıkları ile işsizlik sigortası dahil olmak üzere bütün sigorta kollarına ilişkin primlerin kesilmesi, primlerin işverence ödenmesi ve bu sürelerin hizmetten sayılarak işçinin prim ödeme tarih sayısına dahil edilmesi gereklidir. İşçinin boşta geçen ve çalışılmış gibi kabul edilen en çok dört aylık süre içerisinde gelir elde ettiği, işsiz kalınanın sonuçlarının bu biçimde telafi edildiği gözetildiğinde, dört aylık süre için ödenmiş olan işsizlik ödeneğinin İş Kurumuna iadesi gerekir. Aksinin kabulü çifte ödemeye neden olacağı gibi, 4447 s. Yasanın yukarda açıklanan amacına da aykırılık teşkil eder.
Sigortalı tarafından açılan işe iade davası sonucunda, işe iadeye karar verilip, işe başlatılması halinde, çalışılmış olarak kabul edilen dört aylık süreye ait olarak iadesi gereken işsizlik ödeneği miktarı belirlenirken de kuşkusuz; sigortalı işsizin kusurunun bulunmadığı gözetilerek temerrüt gününden itibaren işleyecek faizden sorumlu olması gerektiği ve icra inkar tazminatına da hükmolunamayacağı yönleri üzerinde durulmalıdır.” ( yargıtay 10. Hukuk Dairesi, 2010/23 Esas ve 2010/15759 Karar)
Kanımızca; Yargıtay’ın görüşü yerinde değildir. Yargıtay işe iade davasının kazanılması sonucunda işsizlik maaşının iadesi gerektiği görüşünü şunlarla temellendirmektedir. Buna göre Yargıtay işçinin işe iade kararı verilmesi sonucu lehine hükmedilen en çok 4 aylık boşta geçen süreye ilişkin ücreti işçinin işsiz kalmasının sonuçlarını telafi ettiğini, işsizlik maaşının 4447 sayılı yasanın gerekçesine göre işçinin işsiz kalması sebebiyle kendisine verilen bir telafi gideri olduğunu belirterek bu sebeplerle işsizlik maaşının iadesinin gerektiğine karar vermiştir. Öncelikle işçinin boşta geçen süreye ilişkin en çok 4 aylık ücret ödenmesi ile işsizlik maaşının farklı hususlar olduğunu belirtelim. Farklı iki kanunda yapılan düzenlemelerin çatışmasının söz konusu olduğunu belirtebiliriz. İş hukukunun genel ilkeleri dikkate alındığında işçinin işe iadesine karar verilmesinden bahisle verilen işsizlik maaşının iadesinin istenilmesi hakkaniyete aykırı olacağı görüşündeyiz. Bununla birlikte işe iade için açılan davalar en az bir yılı bulmaktadır. Bu sebepledir ki işe iade davalarının sonuçlandırılması için daha önce kanuni düzenlemede yer alan süreler değiştirilerek ivedilikle sonuçlanması gerektiği belirtilmiştir. İşsizlik maaşı işçiye bir yerde işsiz kaldığı süre için sıcağı sıcağına verilen bir paradır. İşe iade sonrası verilecek ücret ise yılları bulabilmektedir. Kanaatimizce sıcağı sıcağına verilen işsizlik maaşının iadesinin talep edilmesi işçiye bir “banka kredi” imkanı sunmaktan farksızdır. İş hukukunun işçiyi koruyan hükümlerine aykırı olan bu “iade” görüşünün kanaatimizce değiştirilmesi ya da yasada bununla ilgili açık bir koruyucu düzenlemenin yapılması gerekmektedir.